Human & Travel Stories
BURLA BİRADERLER KÖŞKÜ - PENDİK

Yazı Her Umut Ortak Arar websitesi için kaleme alınmıştır.
Bugün sizinle, çocukluğumdan beri bende büyük bir iz bırakmış, Pendik’teki aile evimizin tam karşısında yer alan Pendik Burla Biraderler Korusu ve içindeki o gizemli köşkün hikâyesini paylaşmak istiyorum. Birinci derece doğal sit alanı olarak tescillenmiş bu koruda günümüze kadar gelebilmiş 3 köşk ve artık yıkılmak üzere olan bir de kilise var. Burla ailesine ait diğer iki köşk, geçtiğimiz yıllarda belediye tarafından kafe ve Kemal Tahir Kütüphanesi olarak restore edildi. Geriye kalan köşk ise biraz küskün, biraz da yorgun hayatına devam ediyor. İşte o köşk, çocukluğumun tüm resimlerinin fonuydu. Geçtiğimiz yıllarda, pencereden bir kartpostala bakar gibi izlediğimiz o köşkün “Burla Biraderler” ismiyle tanıdığımız aileye ait olduğunu öğrendim. Okula giderken yanından geçmek zorunda olduğumuz, “bu perili köşkte yeşil bir adam yaşıyormuş” efsanesinin dilden dile yayıldığı ve çocuk aklımızla inanıp bahçesine bile bakmaya korktuğumuz o köşkün ta kendisiydi. Bir de koruda bugüne gelemeyen Sultan Kasrı varmış ki, Abdülaziz döneminde devlet adamlarının kaldığı köşk olarak rivayet ediliyor.
Batı Mahallesi’nde yer alan, zemin katının etrafı sütunlu bir terasla çevrili, ahşap konstrüksiyonlu iki katlı köşkün yapım yılı ve mimarı bilinmiyor. 70’li yıllara kadar Burla ailesi üyeleri arada gelip bu köşkte kalırmış. 1980’lerde -bizim de Batı Mahallesi’ne taşındığımız zaman- artık bekçi bir aileye emanet edilmişti. Halen o ailenin yaşadığı, kışları bacasından duman tüttüğünde bakıp; hiç değilse kimsesiz değil diye sevindiğimiz, koruma altındaki korusu sayesinde, Pendik’in geri kalanı gibi yıkılıp betonarmeye teslim olmayacak diye avunduğumuz bir güzellik. Penceremizin ardında uzanan bir tatlı huzurun resmi gibi.
Burla Biraderler Korusu içinde harap halindeki kilise ise 1907’de Fransız Katolik Kilisesi olarak yapılmış. 1920’lerin sayfiye yeri olan Pendik’in “Fransız Mahallesi” olarak anılan Batı Mahallesi’nde, Fransızlar ve Ermeniler yoğunluktaymış. 1940’lara kadar Katolik cemaatin, ardından Ortodoksların kullandığı kilise geçtiğimiz yıllarda Pendik Protestan Topluluğu tarafından sahiplenilmek istendi. Bununla İlgili görüşmeler sürüyormuş. Büyük bir yangın atlatan, kimi zaman sokak insanlarına sığınak olan bu kilise ne yazık ki son günlerinde. Her an yıkılabilir endişesiyle bakıyoruz.
Burlalar, İspanya’dan Osmanlı topraklarına göç eden Sefarad Yahudisi bir aile. Ailenin yolu önce İtalya, ardından Selanik’e düşüyor. Sonra da bir kısmı İstanbul’a gelip yerleşiyor. 1911’de Bankalar Caddesi’nde Eli ve Daniel Burla kardeşler şirket açıyor. Cumhuriyet döneminden itibaren bu şirket, ithalat alanında ülkenin en önde gelen firmalarından biri oluyor. Sattıkları şeyler arasında elektrikli aletlerden, otomotiv ve beyaz eşyaya kadar akla gelen birçok şey var. 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye ilk kez elektrik süpürgesi ve buzdolabını getiren aile de onlar. Ayrıca, ürünlerinin reklamlarını 1930’larda yayınlamaya başlamış ve o dönemin Türkiye’sinde en çok reklam veren firmalardan biri olmuş. Reklam afişlerinin her biri uzun açıklamalarla ve başka bir firmanın malının alınmaması için caydırıcı cümlelerle dolu. Bu reklamları yeri geliyor Hürriyet Gazetesi’nde de yayımlıyorlar. O gazete ki 1948’de Sedat Simavi’nin Burla ailesinden maddi destek alarak kurduğu gazete. Hal böyle olunca, Burla şirketinin reklam ilanları gazeteyi süslüyor sayfa sayfa.
1954 yılında ise Burlalar, Vehbi Koç ile ortaklığa girişiyor. Koç, “Hayat Hikâyem” kitabında bu ortaklıktan ve beraber buzdolabı üretmeye başladıklarından söz eder. Bugünse Burla A.Ş olarak devam ettirdikleri şirket, halen Karaköy’de merkezi olmak üzere Ankara ve Izmir’de satış ofislerine sahip. Arada bir de başka markaların adı altında kulağımıza çalınıyor “Bourla” soyadı. Örneğin; büyük bir ilaç firmasının başkanı “Albert Bourla” gibi.
Pendik, artık o çocukluğumun Pendik’i olmaktan çıktı. 90’larda, deniz kıyısını balıkçı teknelerinin süslediği, elimizde külahta dondurmalarla sahil yürüyüşlerine çıktığımız, denize nazır filli ve zürafalı çocuk parklarının kum havuzlarında oyunlar oynadığımız Pendik başka bir zamanda kaldı. Neyse ki Burla Biraderlerin köşkü hala bizimle. O eskimiş Pendik resminin en yeşil köşesinde.







